Çerez Bilgilendirmesi
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için çerezler (cookie) kullanmaktayız. Bu web sitesini kullanarak çerezleri kullanmamıza izin vermiş olursunuz.
Çorum Müzesi
Çorum Müzesi 1968 yılında açılmıştır. 1914 yılında hastane olarak yapılan bina geçirdiği yangın sonucu restore edilerek 2000 yılından itibaren müze olarak hizmet vermektedir. Arkeoloji ve etnografya bölümleri olmak üzere birbirinden bağımsız iki ayrı sergi salonu vardır. Kronolojik sergilemede Kalkolitik Çağ (MÖ. 6000), Eski Tunç (MÖ. 3000), Orta Tunç (MÖ. 2000), Demir Çağı (MÖ. 1000), Helenistik, Roma ve Bizans Dönemi eserleri teşhir edilmektedir. Müzede, Eski Tunç Çağı eserleri arasındaki Resuloğlu eserleri, döneminde maden ve hammadde kaynaklarını ustalıkla kullanabilen bir toplumun sosyal yaşamı ve ölümden sonraki inançlarıyla ilgilidir. Aynı döneme ait Alaca Höyük hanedan mezarı ve bu mezara ait ölü gömme töreni de interaktif olarak canlandırılmıştır.
Alacahöyük Müzesi
Alaca ilçesinin Alacahöyük köyünde yer almakta olup, Çorum’a 45 km uzaklıktadır. Alacahöyük’te ilk yerel müze, 1940 yılında açılmıştır. 1982 yılında ören yeri içerisindeki binaya taşınan müze 2011 yılında yeniden düzenlenmiştir. 1935 yılında başlayan Alacahöyük kazılarında açığa çıkartılan eserler, kazı başkanlarının adlarının verildiği salonlarda sergilenmektedir. Hamit Zübeyr KOŞAY salonundaki duvar panolarında Alacahöyük kazılarının Türk arkeolojisindeki yeri ve önemi anlatılmaktadır. Kazı tarihçesinin anlatıldığı vitrinde ise kazı malzemeleri ve Alacahöyük kazısına ait bilimsel yayınların bir kısmı teşhir edilmektedir. Bu sahada Alacahöyük ören yerine ait bir maket vardır. Alacahöyük kazısında elde edilen Kalkolitik, Eski Tunç Çağı ve Hitit dönemine ait eserler Remzi Oğuz ARIK salonunda, Hitit ve Frig dönemine ait eserler ise Mahmut AKOK salonunda sergilenmektedir.
Boğazköy Müzesi
Müze, Boğazkale ilçe merkezinde yer almaktadır. 12 Eylül 1966 yılında açılan müze, 2011 yılında yeniden düzenlenmiştir. Müzede, Hitit başkenti Hattuşa kazılarında açığa çıkartılan eserler sergilenmektedir. Boğazköy Müzesi’nin teşhir salonlarında tematik ve kronolojik sergileme yapılmıştır. Kalkolitik, Eski Tunç Çağı ve Asur Ticaret Kolonileri Çağı eserleri ile başlayan teşhir düzeni Frig, Galat, Roma Dönemi ile devam etmekte ve Doğu Roma dönemi ile son bulmaktadır.
Mecitözü Eski Askerlik Şubesi Binası Ve Yeni Kent Müzesi
İlçe merkezindeki yapı, Geç Osmanlı dönemine tarihlenir ve Sultan II Abdülhamid döneminde 1886 İlkokul olarak inşa edilmiştir. 1894 yılında Mekteb-i Rüştiye (Ortaokul) dönüştürülmüş, daha sonra ise Tabur Merkezi olarak kullanılmıştır. Yapı, bir dönem lise binası olarak da kullanılmıştır.
İskilipli Alimler Müzesi
2017’de yapımı tamamlanan İskilipli Âlimler Müzesi, Türkiye’ de ilk ve tek olma özelliğine sahip. Bu müzede; Fatih’in Hocası Akşemseddin Hazretleri, Şeyh Muhyiddin Yavsi, Şeyhülislam Ebussuud Efendi, Şeyhülislam Sun’ullah Efendi, Akşemseddin‘nin oğullarından Nurul Hüda, Astronomi bilgini Ali Kuşçu, Molla Cafer Çelebi, Şeyh Muslihiddîn-i Attar, Hacı Karani (Muhammed Abdulbaki Efendi), İskilipli Atıf Hoca’nın silikon figürleri ve yaşadıkları dönemde kullandıkları materyaller bulunmakla birlikte, yakın dönem âlimlerinden Şeyh İbrahim Ethem Efendi ile ilgili bilgi ve sergilenmeyen 35 İskilipli Âlimin listesi yer almaktadır.
Bedri Rahmi Eyüpoğlu Kültür ve Sanat Müzesi
Bedri Rahmi Eyüboğlu ressam ve şairdir. 2009 yılında İskilip’te adına müze açılmıştır. Bedri Rahmi Anadolu’yu çok sever. Resimleri için Anadolu’nun her yerine seyahat etmiştir. Bu seyahatlerinin biri de Çorum seyahatidir. Gezmek için Çorumdan İskilip’e geçer. İlçemiz, sanatçının hayatını derinden etkilenmiştir. 1942 yılında bir süre İskilip’te yaşamış ve çalışmıştır. Bedri Rahmi’ye göre İskilip Anadolu’nun tüm renklerini barındırır, ressamlar için cennettir. Bir gün İskilip’te komşuları Bedri Rahmi’ye Çatalkara üzümünden ikram etmişler, Bedri Rahmi daha önce hiç tatmamış bu üzümü sonrada herkesin diline dolanan “Karadut” Şiiri’ni yazmıştır.
15 Temmuz Şehitler Müzesi
2018 yılında açılan Şehitler Müzesi, 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit olan Çorum Nüfusuna kayıtlı vatandaşlarımızın aziz hatırasını yaşatmak amacıyla açılan bir müze. Şehir içinden ve şehir dışından ziyaretçilerin olduğu Şehitler Müzesi, aynı zamanda terör olaylarında, sınırlarımızı korumak için yapılan operasyonlarda şehit düşen güvenlik güçlerimizin hatırasına sahip çıkmak adına ziyaret edilmesi gereken noktalardan biri.
Çorum Belediyesi Sanat Müzesi ve Galerisi
2015 yılında açılan Sanat Galerisinde her ay bir resim sergisi açılıyor. Sanat Müzesi ve Galerisi resim sanatına ilgi duyan sanatseverlerin kolaylıkla ulaşabileceği bir galeri. Yeniyol Mahallesi Gazi Caddesi No: 31’de hizmet veren Sanat Müzesi ve Galerisi aynı zamanda öğrenciler için atölye çalışmalarına da imkan sağlıyor.
Alacahöyük Ören Yeri
1835 yılında W.G. Hamilton tarafından keşfedilen Alaca Höyük, farklı dönemlerde yapılan ve hala devam eden kazı çalışmaları ile gün ışığına çıkarılmaktadır. Döneminin önemli bir kült ve sanat merkezi olan Alaca Höyük’te 4 uygarlık çağı açığa çıkartılmıştır. Şehre giriş kapılarından olan sfenksli kapı ve her iki tarafındaki duvarlara işlenmiş olan rölyefler Hitit Dönemi eserleridir.
Sağ taraftaki sfenksin iç yüzeyinde ayaklarında tavşan bulunan çift başlı kartal rölyefi bulunmaktadır. Sol taraftaki kaide üzerinde ayakta duran boğa “Göklerin Fırtına Tanrısını” temsil etmektedir. Bunu takip eden blokta, sunak önünde dua jestinde ilerleyen kral ve kraliçe, arkadaki bloklarda kült objeleri taşıyıcılarının önünde, kurban hayvanları keçi ve koçların getirilişi, merdiven ve hançerle gösteri yapan figürler bulunmaktadır.
Arkasındaki blokta, ilki küçük bir hayvanı, olasılıkla bir riton (törensel içki kabı) taşımakta, diğerinin elinde ise bir çalgı aleti vardır. Sonuncu blokta, iki tekerlek üzerinde sağa yönlendirilmiş, iri bir boğa görülmektedir. Hatti Uygarlığı’nın aydınlanmasında büyük katkıları olan Alaca Höyük Eski Tunç Çağı hanedan mezarları bu çağın en önemli buluntularıdır. İntramural (şehir içi gömme) mezarlar özel olarak ayrılmış bir alanda toplanmıştır. Dört yanı taşla örülmüş dikdörtgen mezarlar, ahşap hatıllarla kapatılmış, damları üzerine kurban edilmiş sığır başları, bacakları yerleştirilmiştir. Güneş kursları, hayvan ritonları, altın, gümüş, elektrom, bakır, tunç, demir ve değerli taşlardan oluşan zengin ölü hediyeleri, mezarların hanedan mensuplarına ait olduklarını göstermektedir. Alaca Höyük mezarlarında bulunan bu önemli eserler günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Boğazköy Örenyeri (Hattuşa)
Hitit İmparatorluğu’na M.Ö. 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkentlik yapan Hattuşa 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir.
Sfenksli Kapı
Hitit İmparatorluk döneminde (M.Ö. 14. yy.) şehir yaklaşık olarak altı kilometre uzunluğunda belirli aralıklarla yüksek kulelerle desteklenen surlarla çevrilidir. Şehrin farklı semtlerine giriş, surlara açılmış anıtsal kapılardan sağlanıyordu. Çoğu günümüze kadar oldukça sağlam durumda gelmiş olan dış yüzünde aslan yontuları bulunan Aslanlı Kapı ve iç yüzünde, silahlı tanrının bulunduğu Kral Kapı, bunların en önemlileridir.
Yerkapı, Hattuşa’nın en ilginç kalıntılarındandır. Sur, burada 20 metre yüksekliğinde yapay bir sırt üzerinden geçer. Yapay sırtın şehir dışına bakan eğimli yüzünün 250 m uzunluğundaki kesimi kireçtaşı bloklarla kaplıdır. Kesik piramit biçimli bu oluşumun en üstünde ortada yer alan Sfenksli Kapı ve bunun hemen altında Hatuşa’nın bugün içinden geçilebilen poterni (tünel) vardır. 71 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğindeki poternden geçilerek sur dışına çıkılmaktadır.
Yer Kapı
Yerkapı, Hattuşa’nın en ilginç kalıntılarındandır. Sur, burada 20 metre yüksekliğinde yapay bir sırt üzerinden geçer. Yapay sırtın şehir dışına bakan eğimli yüzünün 250 m uzunluğundaki kesimi kireçtaşı bloklarla kaplıdır. Kesik pramit biçimli bu oluşumun en üstünde ortada yer alan Sfenksli Kapı ve bunun hemen altında Hatuşa’nın bugün içinden geçilebilen poterni (tünel) vardır. 71 metre uzunluğunda ve 3 metre yüksekliğindeki poternden geçilerek sur dışına çıkılmaktadır.
Büyükkale
Ülke bugün Büyükkale olarak adlandırılan sarp bir kayalık üzerinde oturan saraydan yönetiliyordu. Tek bir yapıdan ibaret olmayan sarayda direkli galerilerle çevrilmiş avlular etrafına dizilmiş büyüklü küçüklü yapılardan oluşan kompleks, kral ve ailesinin yanı sıra saray memurları ve “altın mızraklılar” olarak adlandırılan nöbetçi askerleri de barındırıyordu.
Hattuşa, Hitit İmparatorluğu’nun hem idari başkenti, hem de ülkenin dini merkeziydi. Hitit metinlerinde Hattuşa Ülkesinden “bin tanrılı ülke” olarak söz edilir. Bu tanrı bolluğu ilginç bir gelenekten kaynaklanır: Hititler diğer ülkelerin, özellikle de yendikleri komşularının tanrılarını kızdırıp gazaplarına uğramaktansa, armağan ve dualarla saygılarını dile getirip onları kendi tanrıları arasına katmayı yeğliyorlardı. Ayrıca her şehrin koruyucu bir tanrısı vardı. İmparatorluğun çeşitli şehirlerinde tapınılan bu tanrılar için de başkentte tapınaklar yaptırılmıştı. Başkent Hattuşa’da bugüne kadar 31 tapınak gün ışığına çıkartılmıştır. Aşağı Şehir’de ülkenin en yüksek tanrıları olan Fırtına tanrısı ile Arinna’nın Güneş tanrıçasına adanmış olan Büyük Mabet bulunur. Yazılı kaynaklara göre Hitit tapınakları, yalnız tanrıların evleri değil aynı zamanda kendi toprak ve işlikleri olan ve bunları kendi personeliyle işletilen kurumlardı.
Yukarı şehir’de tapınaklar yanında, kraliyet saraylarının bulunduğu Büyükkale’nin önünde, resmi işlere ayrılmış, bazı anıtsal yapılar vardır. Başkentte “Hiyeroglifli Oda” adı verilen mekanda Hitit Büyük Kralı II. Şuppiluliuma’nın yaptığı işleri anlatan yazıt, türünün korunarak günümüze ulaşmış en iyi örneğidir.
Ortaköy – Şapinuva
Hitit Devleti’nin önemli kentlerinden biri olan Ortaköy Şapinuva, Çorum’un 53 km. güneydoğusundadır. Çekerek nehri etrafında yer alan Göynücek Ovası ile Alaca Ovası arasındaki geçit üzerindedir. Şapinuva’da bugüne kadar yapılan kazılarda idari, ticari ve dini özellikler taşıyan birçok yapı keşfedilmiştir. Hitit büyük kral ve kraliçesine hitaben yazılmış tabletlerden, büyük kral mühürlerinden, kendi yönetim bölgesiyle büyük bir coğrafyaya yayılan bu şehrin önemli bir idari merkez olduğu, bir kraliyet çiftinin burada yaşadığı ve Şapinuva’nın Hitit Devleti’ne başkentlik yaptığı anlaşılmıştır. 9 km²’lik büyüklüğe ulaşan yayılımı ile çağının en büyük şehirlerindendir.
Yazılıkaya Tapınağı
Hattuşa’nın en etkileyici kutsal mekanı şehrin biraz dışında yer alan, yüksek kayalıklar arasına saklanmış Yazılıkaya Kaya Tapınağı’dır. Özellikle ilkbahardaki yeni yıl kutlamaları için kullanılan bu açık hava tapınağında, ülkenin önemli tanrı ve tanrıçaları sıra halinde kayaya kabartma olarak işlenmiştir.
Çorum Kalesi
Şehir merkezinde yer alan ve Selçuklu mimari özelliği taşıyan Çorum Kalesi’ne ait ilk yazılı belgeler M.S. 1571 tarihlidir. 1577 tarihli bir belgede kaleden “Sultan Süleyman Hayratı” olarak söz edilmektedir. Evliya Çelebi şehrin kıble yönündeki kalenin Sultan Kılıç Arslan tarafından inşa edilmiş bir Selçuklu yapısı olduğunu söyler. Kalenin dört köşesinde birer burç ve kuzey cephede dikdörtgen çıkıntılar bulunmaktadır. Kale içinde küçük bir cami yer almaktadır.
Osmancık Kandiber Kalesi
Kızılırmak’ın kenarına inşa edilmiş kale Selçuklu Dönemine tarihlenmekle birlikte ilk kuruluşunun Roma döneminde başladığı kalenin güneyinde yer alan Roma dönemi kaya mezarlarından anlaşılmaktadır. Kaleden Kızılırmak’a inen ve kayaya oyulmuş olan su yolu da teknik olarak Roma dönemi özelliği gösterir. İslami dönemde ise kale, halk arasında İpek Yolu olarak adlandırılan İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerindedir.
İskilip Kalesi
İskilip Kalesi İlçe merkezinde yer alan ve Osmanlı Dönemi’ne tarihlenen kale 100 m. yükseklikte doğal bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Kaleye giriş güney cephesinde bulunan kapı ile sağlanmaktadır. Kalenin inşa edildiği sarp kayalığın eteklerinde Roma dönemine ait kaya mezarları bulunmaktadır.
Çorum Saat Kulesi
Osmanlı Padişahı II. Abdulhamit’in tahta çıkışının 25. yıl dönümünde gönderdiği ferman üzerine Beşiktaş Muhafızı Çorumlu Yedi Sekiz Hasan Paşa tarafından 1894 yılında yaptırılmıştır. Çorum’un idari statüsünün kazadan sancağa yükseltilmesi de aynı yıl içinde olmuştur. Yüksekliği 27.5 metredir. Minare tarzı inşaa edilen kulenin güneye açılan yuvarlak kemerli kapısı üzerinde mermer zemine Osmanlıca olarak yazılmış aynı tarihli kitabe bulunmaktadır.
Çorum Belediye Binası
1923 Yılında Kütüphane Binası Hususi İnşaat Komisyonu tarafından Milli Kütüphane olarak inşaatına başlanmış, 3 Ağustos 1925 yılında hizmete açılmıştır. İlk kullanımında üst kat Milli Kütüphane kısmen müzelik eserler teşhir odası ve Öğretmenler Birliği toplantı odası, alafranga ve alaturka müzik çalışma odaları, alt kat Osmanlı Bankası ve özel işyerleri olarak değerlendirilmiştir. 1938 Yılında kütüphane alt kata indirilmiş, üst kat tamamen Halkevi olarak değerlendirilmiştir. 1960 İhtilalinden sonra da bina Belediye Binası olarak kullanılmaktadır.
Veli Paşa Konağı
Veli paşa oğlu Şevket Bey (Eren 1875-02 Haziran 1940) tarafından 1923-1924 tarihlerinde yaptırılmıştır. Genel özellikleri ile yapı, Türk evinin ve Çorum’un tarihi evlerinin öne çıkan bir örneğini oluşturmaktadır. Bulunduğu çevrede tarihi dokunun devamı niteliğindedir. Veli Paşa konağı, camisi, caddesi ve sokağı ile bir bütünlük arz eder. Konağın yapısı, Türk Evi'nin ve Çorum’un tarihi evlerinin yapısındadır. Konak, 2004 yılında Çorum Belediye Başkanlığı tarafından orijinal yapısına uygun şekilde restore edilmiştir. Günümüzde ise Çorum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne bağlı Kadın Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Hasan Paşa Yazma Eserler Kütüphanesi (İstiklâl Mektebi)
Çorum Hasan Paşa Yazma Eser Kütüphanesi olarak kullanılan binanın yerinde 1326‘da Medrese Kütüphanesi denilen bir kütüphane, avlunun yerinde de medrese bulunmaktadır. Mutasarrıf Nurettin Bey zamanında Maarif tarafından kütüphane ve medrese satın alınmıştır. Mutasarrıf Nurettin Bey mevcut yapıtları yıktırıp (1913) yerine bugünkü binayı okul olarak yaptırmıştır(1915). Bina restorasyon çalışmaları sonrasında bugünkü halini almış ve Hasan Paşa Yazma Eser Kütüphanesi olarak kullanılmak üzere 25 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsisi yapılmıştır
Hıdırlık Camii ve Sahabe Türbeleri
Hıdırlık Mevkiinde yer almaktadır. Rivayete göre Hz. Peygamberin dostlarından ve ona hizmet edenlerden Suheybi Rumi’ye saygı nişanesi olarak yaptırılan eski camiinin üzerine Hıdıroğlu Hayrettin tarafından 1889’da yaptırılmıştır. Caminin içindeki türbede sahabeden Suheybi Rumi ve Ubeyd (Ubid) Gazi Makamları; Caminin batısında, bahçe içinde yer alan türbede ise Kerebi Gazi Makamı bulunmaktadır. Süheyb-i Rumi (R.a.): Aslen Yemenli olup Ammar Bin Yasir ile birlikte Müslüman olmuştur. Bedir Savaşı’na katılanlar arasında olduğu belirtilmektedir. 71 yaşlarında iken İstanbul’un fethi için giden İslam ordusunda yer almış, dönüşte Çorum civarında rahatsızlanarak hicretin 40. Yılında vefat etmiştir. Ubeyd-i Gazi (R.a.): Aslen Yemenli olduğu ve Hicret’in 40. Yılında İstanbul’un fethi için giden İslam ordusu içerisinde yer aldığı, Çorum civarında bir çarpışma esnasında şehit olduğu rivayet edilmiştir. Kereb-i Gazi (R.a.): Pehlivan, şair ve hatip olarak tanınmaktadır. Hz. Peygamberin (sav) huzurunda Hz. Ali’nin de bulunduğu bir ortamda Müslüman olmuştur. Kadisiye Savaşında İranlılara karşı gösterdiği büyük mücadelesi tarih kitaplarında ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Hicretin 40. Yılında İstanbul’un fethi için giden İslam ordusunda yer almış, Çorum civarında şehit düşmüştür. Yiğitliği ve kahramanlığı ile halk arasında efsaneleşmiştir.
Muradi Rabi Ulu Camii
Selçuklu Sultanı III. Alaattin Keykubat zamanında, onun azatlı kölesi Hayrettin tarafından yaptırılmıştır. II. Bayezid zamanında meydana gelen büyük depremde harap olmuş, Mimar Sinan tarafından onarılmıştır. IV. Murat, Erivan Seferine giderken Çorum-Boğacık köyünde konaklamış, cami bu dönemde tekrar tamir ettirilerek etrafına medreseler ve akaret yaptırılmıştır. Cami bu zamanda Sultan Muradi Rabi Camii olarak anılmıştır. 1790 yılındaki depremde tekrar harap olan cami, 1802 yılında Yozgatlı Çapanoğlu Süleyman Bey tarafından eskisi gibi dokuz kubbeli olarak tamirine başlanmış ancak Süleyman Bey’in ölmesi üzerine oğlu Abdülfettah Bey tarafından 1810 yılında ahşap, tek kubbeli olarak yapılmıştır. Caminin minberi, sanat tarihi açısından önemlidir. Abanoz ağacından çatma kündekari tekniğinde yapılmış olan minber, 1306 tarihlidir.
Veli Paşa Hanı
Çepni Mahallesi'nde yer alan Veli Paşa Hanı, Yozgat Beylerinden Veli Paşa tarafından yaptırılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde 2 Muharrem 1283 (1867) ve 23 Muharrem 1303 (1887) tarihli vakfiyelerde hanın yeri ve çevresi tarif edilmiştir. Han, 1914 yılında tamamen yanmış, şimdiki han ve müştemilatı vakıfın torunu ve aynı zamanda mütevellisi Şevket bey tarafından eskiye uyularak 1915-1916 yıllarında yaptırılmıştır. Velipaşa Hanı, Çorum’un en önemli tarihi yapılarından birisidir. Çorum şehir merkezinde 19. yüzyıl sonunda inşa edilmiştir. Şehir merkezinde, saat kulesi civarında, ticarî hareketliliğin en yoğun olduğu alanda inşa edilmiştir. Başlangıçta yolcu hanı, daha sonraki dönemlerde depo, otel, terminal gibi farklı amaçlarla kullanılmıştır. İnşa edildiği 1800’lü yılların sonlarından 1980’li yıllara değin pek çok ünlüye geçici süre ev sahipliği de yapmış olan tarihi yapı, 2022 yılında restore edilmiştir.
İsmet Eker Konağı
Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) Cumhuriyetin ilan edildiği ilk oturumu en yaşlı üye sıfatıyla meclis başkan vekili olarak yöneten ve Cumhuriyetin ilan edildiği metni okuyan dönemin Çorum Milletvekili Abdullah İsmet Eker`in Bayat Mahallesindeki çiftliği, Türkiye`nin ilk Kırsal Yaşam ve Tarım Müzesi olarak tasarlanmıştır.
Ali Paşa Hamamı
Saat Kulesi yanında olup, ilin en büyük hamamıdır. Erzurum beylerbeyi olan Ali Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Hamam hizmet vermeye devam etmektedir.
Tacettin Paşa Hamamı
1487 yılında Tacettin İbrahim Paşa Bin Hacı Bey tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı dönemi eserlerinden olup, hizmet vermeye devam etmektedir.
Sungurlu Saat Kulesi
1891 Yılında yaptırılmış olup, kare prizma gövdelidir. İkinci kat hariç her katta yuvarlak kemerli küçük pencereler yer alır. Kesme taştan yapılan kulenin en üst katında, dalgalı saçaklı ahşap bir köşk, onun altında dört yönde yuvarlak saat kadranı ve altta demir parmaklıklı bir balkon bulunur.
Elvan Çelebi Türbesi
Sultan II. Bayezid zamanında 1469 tarihinde yaptırılmıştır. Sekizgen planlı dıştan pramidal çatılı, içten kubbeli türbeye önden iki bölümlü, revaklı bir giriş eklenmiştir. Tepe üzerinde yer alan yapı büyük bahçe içerisinde bir kenara yerleştirilmiştir. Bahçenin iki renkli mermer kapısı üzerinde iki satırlık yazı vardır.
Hüseyin Gazi Külliyesi
Alaca İlçesi'nin 3 kilometre güneyinde yer alan Hüseyin Gazi Külliyesi; türbe, aşevi, misafirhane, çeşme ve havuzdan oluşmaktadır. Kitabesi olmadığı için yapım tarihi belli olmayan ancak mimari özellikleri göz önüne alınarak 13.yüzyıla tarihlenen eser, çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye görünümü vermektedir. Alaca İlçesi'nin 3 kilometre güneyinde yer alan Hüseyin Gazi Külliyesi; türbe, aşevi, misafirhane, çeşme ve havuzdan oluşmaktadır. Kitabesi olmadığı için yapım tarihi belli olmayan ancak mimari özellikleri göz önüne alınarak 13.yüzyıla tarihlenen eser, çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye görünümü vermektedir.
Koyunbaba Köprüsü
Kızılırmak üzerinde bulunan Koyunbaba Köprüsü, II. Bayezid zamanında yapılmıştır. Yapımına 1484 yılında başlanmış, 1489 yılında tamamlanmıştır. Uzunluğu 250 m., genişliği 7,5 m. olan köprü, dikdörtgen kesitli sarı kesme taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli ve 19 gözlüdür. Adını ünlü Türk velilerinden Koyunbaba'dan almıştır.
Koyunbaba Türbesi
Sultan II. Bayezid zamanında 1469 tarihinde yaptırılmıştır. Sekizgen planlı dıştan pramidal çatılı, içten kubbeli türbeye önden iki bölümlü, revaklı bir giriş eklenmiştir. Tepe üzerinde yer alan yapı büyük bahçe içerisinde bir kenara yerleştirilmiştir. Bahçenin iki renkli mermer kapısı üzerinde iki satırlık yazı vardır.
Tarihi Dikiciler Arastası
Çorum’da 1,5 metre genişliği ile 'dünyanın en dar sokağı' olarak tanıtılan 30 metre uzunluğundaki 'Dikiciler Sokağı' restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte şehir turizmine kazandırıldı.
Çoruminia
Çorum ilinde başlıca tarihi yapıların minyatürlerinin yer aldığı Çoruminia Millet Bahçesi içerisinde bulunuyor. Yerli ve yabancı turistler burada Çorum’un tarihi değerlerini tanıma imkanı buluyor.
Millet Bahçesi
Şehir merkezinde bulunan Millet Bahçesi, etrafındaki peyzaj alanıyla birlikte 212 bin 500 m2 ’lik bir alana sahiptir. Park içerisinde renkli bitkiler bahçesi, mesire alanı, yapay gölet, çay bahçeleri, futbol, basketbol ve tenis sahası, plaj voleybolu sahası, bisiklet yolu, koşu yolu, çocuk oyun alanları gösteri ve konser alanı ve otopark bulunmaktadır. Park içerisinde Türkiye’nin 24.000 m2 ’lik en büyük biyolojik arıtma özelliğine sahip yapay gölet yer almaktadır. Gölet içerisinde deniz bisikleti ile gezinti yapılabiliyor. Millet Bahçesinde, Çorum Belediyesi Sosyal Tesisinde göl manzaralı Türk Kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Sıklık Mesire Alanı
Çorum-Samsun yolu üzerinde yer alan Sıklık Boğazı, 2009 yılında Tabiat Parkı ilan edildi. Gelecek yıllarda botanik ve hayvanat bahçesi, yapay gölet, gözetleme kuleleri, kır lokantası ve patika yolların yapılacağı tabiat alanı şimdilerde mesire yeri olarak hizmet vermekte. 7 kilometre boyunca uzanan ormanlık alanda hoşça vakit geçirebilirsiniz Çorum’a 7 km mesafededir. Alanı 63.Ha olup, Çorum-Samsun karayolu üzerinde bulunmaktadır.
Çatak Tabiat Parkı
Çorum'da bulunan mesire yerleri arasındadır. Bölgede hakim ağaç türü karaçamdır ancak az sayıda sarıçam da görülmektedir. Tilki, tavşan, kurt, ötücü kuşlar ve keklik faunayı oluşturur. Bölgede trekking yapılabilecek uygun parkurlar bulunmaktadır. İlk etap Çalyayla Köyü'ne giden yol ayrımından başlamakta ve Alagöz Yaylası'nda sona ermektedir. Bu etap 7 kilometreden oluşmaktadır. İkinci etap ise, Alagöz Yaylası'ndan başlamakta ve Çatak Tabiat Parkı mesire alanında sona ermektedir. Sözkonusu parkurun tamamı 12 kilometre uzunluğundadır.
Kargı Yaylası
Kargı ilçesinin kuzeyindeki yüksek dağlık bölgede yer almaktadır. Çorum’a 140 km, Kargı’ya 26 km uzaklıktadır. Bölgede birbirine bağlantılı; Eğinönü, Aksu, Karandu, Göl, Örencik, Karaboya, Gökçedoğan yaylaları mevcuttur. Bu yaylalarda, yöresel yayla evleri geleneği halen devam etmektedir. Aksu ve Gökçedoğan göletlerinde yetiştirilen alabalıkları, yöreye özgü bitki örtüsü ve bol su kaynakları ile bir doğa harikası görünümündedir.
İncesu Kanyonu ve Kybele Kabartması
Yerel adı Uzungeçit olan İncesu Kanyonu 12 km uzunluğundadır. Antik adı Scylax olan Çekerek Irmağı’nın geçtiği kanyonun her iki yanında yükselen kayalar üzerinde Hellenistik Döneme (M.Ö. 2. yüzyıla) tarihlenen duvar kalıntıları, halk tarafından mağara olarak adlandırılan merdiven basamaklı su sarnıçları, ahşap hatıl oyukları vardır. Bu durum antik çağlarda ağaçlarla inşa edilmiş birçok yapının varlığına işaret etmektedir. İncesu kanyonu tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra doğal yaşam alanı olarak birçok hayvan ve bitki topluluğuna ev sahipliği yapmaktadır. Bölgeye has bitki ve hayvan türleri mevcuttur. Kanyon ekosistemi ırmağın su yapısıyla ilişkili gelişmiştir. Soyu tükenme tehdidi altında olan Anadolu’nun nadir türleri kanyonda hala yaşam alanı bulmaktadır. Tarihi ve doğal güzellikleri bir arada sunan kanyon içerisine yapılan 1,5 km’lik çelik kontrüksiyon yaya parkuru ile Kybele Kabartması her mevsimde ziyarete uygundur.
Abdullah Yaylası
Kargı ilçesinde ve İlimizin en yüksek dağı olan Köse Dağı (2050 m.) üzerinde yer almaktadır. Çorum’a uzaklığı 114 km, ilçe merkezine 26 km’dir. İstanbul’u Samsun’a bağlayan ve Osmancık’tan geçen karayoluna 12 km uzaklıktadır. Temiz havası, bol suyu; bozulmamış doğasında kendine özgü bitki örtüsü ve yemyeşil çam ormanları ile konaklamaya değer yaylalarımızdandır. Yaylada konaklama ünitesi, restoran ve piknik alanı bulunmaktadır.
İskilip Yaylaları
İskilip ilçesinin kuzeyinde yer alan, sarıçam, karaçam, köknar ve meşe gibi yöreye özgü bitki örtüsüyle kaplı yüksek dağ sıraları üzerinde birbiriyle irtibatlı birçok yayla yer almaktadır. Başlıcaları Düzyayla, Halkoluğu, Karaağaç Elmalı, Göl, Yalakyayla, Demirbükü yaylalarıdır.
Osmancık Başpınar Karaca Yaylası
Karaca Yaylası'nda altyapı büyük ölçüde tamamlanmış olup bölge kamp kurmak için oldukça uygun özellikler taşımaktadır. İl ve ilçe merkezinde konaklama imkanı bulunmaktadır. Bölgede trekking yapılabilecek parkur güzergahı, Karaca Yaylası’ndan başlamakta, Çiçekli Düz Tepesi ve Cinci Tepe mevkinden geçtikten sonra Köklen Mesire alanında tamamlanmaktadır. Söz konusu parkur tamamı ormanlık alan olmak üzere 15 kilometre uzunluktadır.
Laçin Yeşil göl
Kent merkezine 32 kilometre mesafede bulunan Yeşil Göl, sahip olduğu doğal güzelliği ve çevresindeki bitki örtüsüyle yöre halkınca "saklı cennet" olarak nitelendiriliyor. Adını, suyunun renginin yanı sıra çevresindeki ormandan alan doğal göl, bir yandan çok sayıda balık türüne ev sahipliği yaparken, diğer yandan ormandan gelen kuş cıvıltılarıyla ziyaretçilerini ağırlıyor. Ziyaretçiler, göl kenarında piknik yaptıktan sonra patika yollardan yürüyerek, ağaç yaprakları nedeniyle neredeyse güneşin toprağa değmediği ormanı keşfetme imkanı buluyor. Laçin ilçesi sınırlarında Köse Dağı'nda orman içerisinde yer alan doğa harikası Yeşil Göl'ün mesire alanında restoran, kafeterya, bungalov, yöresel ürün satış yerleri, çocuk oyun parkı, otopark, iskele, yapay şelale, yürüyüş yolu, koşu ve bisiklet yolları yapıldı. Laçin Yeşil Göl Mesire Alanı doğa sporları ve kamp faaliyetleri için dört mevsim doğayla iç içe olma imkanı sunmaktadır.
Kızılırmak Havzası Gastronomi ve Yürüyüş Yolu
Türkiye’de bir ilk olarak doğa, tarih ve mutfak kültürünü buluşturan bir ekoturizm çalışması Gastronomi ve Yürüyüş Yolu. Saklı kalmış güzellikleri ortaya çıkaran, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri yaşatmayı hedefleyen ve Çorum’un aslında bir lezzet durağı olduğu iddiasını ortaya koyan Gastronomi ve Yürüyüş Yolu, Kızılırmak nehrinin klavuzluğunda trekking, bisiklet, kültür, manzaralı araç yolu ve jip safari gibi farklı konseptteki rotalarıyla, aktiviteye olduğu kadar damak tadına da önem veren doğaseverleri bekliyor.
Obruk Barajı
Obruk Baraj Havzası sanayi bölgelerinden uzakta, doğal yapısı bozulmamış, İç Anadolu bölgesinin bittiği Karadeniz bölgesinin başladığı bir coğrafyada bulunmaktadır. Obruk Barajı Çorum’un kuzeyinde dar bir vadide, genişliği 600-700 metreyi geçmeyen 30 km uzunluğunda bir gerdanlık gibi olmuştur. Güneyden-kuzeye, doğudan-batıya uzanan sıra dağlar ormanlarla kaplı olup nefis doğal güzellikler sunmaktadır.
Hitit Yürüyüş Yolu
Ülkemizde Kültür Bakanlığı’nca desteklenen 14 yürüyüş rotasından ikisi Çorum’da yer alıyor. UNESCO logosu taşımaya hak kazanan Hitit Yolu, yerli ve yabancı doğaseverler tarafından ziyaret ediliyor. Görkemli tarihiyle dünyanın gözünü kamaştıran Hititlerin antik kentlerinden geçen Hitit Yolu, konuklarına İç Anadolu coğrafyasının doğal güzelliklerinden ve kültürel-etnik mozaiğinden örnekler sergiliyor. Rotaların omurgasını Boğazkale-Hattuşa-Şapinuva, Alaca Höyük-Alaca-Şapinuva, ve Boğazkale Alaca Höyük güzergahları teşkil ediyor. Alaca Çayı Vadisi ve İncesu Kanyonu ise doğayla tarihin buluştuğu alternatif rotaları içeriyor. Eski kervan ve göç yollarından geçen 236 kilometre boyunca işaretlenen 17 yürüyüş parkuru, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 385 kilometreye ulaşıyor. Altı dağ bisikleti rotasının toplam uzunluğu ise 406 kilometre civarında.
Kapılıkaya Kaya Mezarı
Çorum Osmancık karayolunun 27 km’sinde Kırkdilim mevkiinde kuzeye doğru uzanan bir kaya kütlesinin üzerinde yer almaktadır. Hellenistik dönem kaya mezarı olup, M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenmektedir. Mezar odasının kapısı üzerinde “İKEZİOS” yazısı okunmaktadır.
Gerdek Kaya Mezarı
Gerdekkaya, Çorum İli, Alaca İlçesine bağlı Değirmenönü Köyü’nde yer almaktadır. Yerleşimin kuzeyindeki dik kayalığın güney yüzünde iki adet kaya mezarı bulunmaktadır. Hellenistik dönem eseridir.
İskilip Kaya Mezarı
İskilip merkezinde bulunan Osmanlı dönemine ait 100 metre yükseklikteki tabi bir kaya üzerine inşa edilmiş, kalenin güney ve güneydoğu eteğinde Roma dönemine ait kaya mezarları bulunmaktadır. Güneydoğusunda bulunan kaya mezarının iki sütunlu dikdörtgen bir girişi vardır. Yuvarlak sütun gövdeleri yukarı doğru inmektedir. Başlıklarda bulunan bilezikler üzerinde oturmuş birer aslan bulunmaktadır. Sütun başlıkları üzerindeki üçgen alınlık içerisinde ise yatar durumda karşılıklı kanatlı iki aslan figürü bulunmaktadır. Kabartmalardan birinin elinde kılıç, diğerinin elinde kadeh mevcuttur. Mezar odası içerisinde iki adet ölü sekisi bulunmaktadır.
İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için çerezler (cookie) kullanmaktayız. Bu web sitesini kullanarak çerezleri kullanmamıza izin vermiş olursunuz.